MGK'dan Fırat'ın doğusu vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MGK toplantısı sona erdi. 5 saat süren toplantının ardından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Bazı ülkelerin PYD'yi terör örgütü olarak görmemesi terörle mücadeleye zarar veriyor. En büyük terör tehdidi Fırat'ın doğusundan gelmektedir. Suriye'de herhangi bir emrivakiye göz yumulmayacak, meşru müdafaa hakkı kullanılacak. " denildi.

MGK'dan Fırat'ın doğusu vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki MGK toplantısı sona erdi. 5 saat süren toplantının ardından yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada, "Bazı ülkelerin PYD'yi terör örgütü olarak görmemesi terörle mücadeleye zarar veriyor. En büyük terör tehdidi Fırat'ın doğusundan gelmektedir. Suriye'de herhangi bir emrivakiye göz yumulmayacak, meşru müdafaa hakkı kullanılacak. " denildi.

MGK'dan Fırat'ın doğusu vurgusu
28 Kasım 2018 - 06:39

Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplandı.

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen toplantı 5 saat sürdü. Beştepe'deki MGK toplantısının ardından bildiri yayımlandı.

Bildiride, Türkiye'nin güvenliğini ilgilendiren önemli iç ve dış gelişmelerin bütün yönleriyle ele alındığı belirtilerek, FETÖ/PDY, PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, milli birlik ve beraberliği tehdit eden tüm terör örgütlerine karşı yurt içinde ve yurt dışında icra edilen operasyonlar ile hudut güvenliği hakkında Kurul'a bilgi arz edildiği açıklandı.

Bildiride, Suriye ve Irak'ta yuvalanan terör örgütlerinin varlığından kaynaklanan, Türkiye'nin güney sınırlarına yönelik tehdide karşı vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamak maksadıyla mücadelenin kesintisiz ve kararlılıkla sürdürüleceği vurgulandı.

TARAFLARA MAKUL VE SÜRATLİ DAVRANMALARI YÖNÜNDE ÇAĞRI

Bildiride şunlar kaydedildi:

"Bazı ülkelerin, proje terör örgütleri FETÖ/PDY ile PKK/KCK'nın Suriye kolu PYD-YPG'yi terör örgütü olarak görmemesinin, terörizmle küresel ölçekteki mücadeleye büyük zarar verdiği hususu bir kez daha teyit edilmiştir.

İstanbul'da düzenlenen Dörtlü Zirve neticesinde mutabık kalınan hususların, Suriye'ye ve bölge barışına katkı sağlayacağı, İdlib'te ağır silahlardan arındırılmış bölge oluşturularak ateşkesin kalıcı hale getirilmesinin önemi vurgulanmış, bu bağlamda alınması gereken ilave tedbirler üzerinde durulmuştur. Suriye'de kalıcı bir çözüm bulunması amacıyla Birleşmiş Milletler gözetiminde çalışacak Anayasa Komitesi'nin bir an önce oluşturularak, çözüm için belirlenen yol haritasının uygulamaya geçirilmesinin önemi üzerinde durulmuş, bunun için taraflara makul ve süratli davranmaları yönünde çağrıda bulunulmuştur."

"SURİYE'DE HERHANGİ BİR EMRİVAKİYE GÖZ YUMULMAYACAK"

Türkiye'nin, baştan beri Suriye'nin toprak bütünlüğünden ve siyasi birliğinden yana olduğuna, barışın tesis edilmesi için gayret gösterdiğine işaret edilen bildiride, şunlar kaydedildi:

"Siyasi çözüme en büyük tehdidin Fırat'ın doğusundaki terör yapılanmasından geldiği belirtilmiştir. Suriye'de herhangi bir emrivakiye göz yumulmayacağı ve meşru müdafaa hakkının kullanılacağı vurgulanarak, PKK/PYD-YPG'nin bölge halkına zulmederek ve göçe zorlayarak değiştirdiği demografik yapıya karşı da duyarsız kalınmayacağı güçlü şekilde ifade edilmiştir." 

Irak'ta göreve yeni gelen hükümetle güvenlik başta olmak üzere, tüm alanlarda iş birliğinin geliştirilmesi yönündeki iradenin teyit edildiği belirtilen bildiride, Türkiye'nin milli güvenliği için tehdit oluşturan PKK/KCK terör örgütünün Irak'taki mevcudiyetine karşı Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından icra edilen operasyonların devam edeceğinin altı çizildi.

Bildiride, PKK/KCK ve DEAŞ dahil, tüm terör örgütlerine karşı Türkiye'nin Irak halkı ve hükümetinin yanında olduğu bir kez daha vurgulandı.

Türkiye'nin Ege Denizi ve Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin son gelişmeler çerçevesinde değerlendirildiği kaydedilen bildiride, "Bölgedeki tek yanlı ve uluslararası hukuku çiğneme teşebbüsleri ile cepheleşme girişimlerinin bölge ve dünya barışına katkı sağlamayacağı, uluslararası hukuka uygun ve Meclis iradesine dayanan kararlılığımızın dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir. Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerine aykırı hiçbir gelişmeye müsaade edilmeyeceği teyit edilmiştir." ifadesi kullanıldı.

YORUMLAR

  • 0 Yorum