Türkiye'nin teslim alacağı F-35'ler hangi özellikleri taşıyor

Türkiye'nin program ortağı da olduğu F-35 Projesi kapsamındaki ilk uçağının teslimatı için Teksas-Fort Worth'te tören düzenlendi. Türk savunma sanayisinin üretiminde aktif rol aldığı F-35 uçakları pilotların eğitimi için bir süre daha ABD'de kalacak, Türkiye'ye ilk uçaklar Kasım 2019'dan itibaren gelmeye başlayacak.

Türkiye'nin teslim alacağı F-35'ler hangi özellikleri taşıyor

Türkiye'nin program ortağı da olduğu F-35 Projesi kapsamındaki ilk uçağının teslimatı için Teksas-Fort Worth'te tören düzenlendi. Türk savunma sanayisinin üretiminde aktif rol aldığı F-35 uçakları pilotların eğitimi için bir süre daha ABD'de kalacak, Türkiye'ye ilk uçaklar Kasım 2019'dan itibaren gelmeye başlayacak.

Türkiye'nin teslim alacağı F-35'ler hangi özellikleri taşıyor
21 Haziran 2018 - 19:21


Türkiye, düşük görünürlük, sensör teknolojileri ve radar sistemi gibi üstün yetenekleriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığının operasyonel etkinliğini artıracak ilk F-35 uçağını teslim aldı.


Türkiye'nin program ortağı olduğu F-35 Projesi kapsamındaki ilk uçağının teslimatı için ABD Teksas-Fort Worth'te yer alan Lockheed Martin tesislerinde tören düzenlendi.

Törene, Savunma Sanayii Müsteşarlığı yetkilileri, projede görev alan Türk şirketlerinin ve Lockheed Martin'in üst düzey yöneticileri katıldı.

 

Teslim töreni, Türkiye ve ABD milli marşlarının okunmasıyla başladı.

Daha sonra Türkiye'yi tanıtan görüntüler eşliğinde Hazerfen Ahmet Çelebi'den, Türk Yıldızları'na uzanan ve Türk insanının uçma tutkusunu anlatan bir dinleti ve dans gösterisi yapıldı.


Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün "İstikbal göklerdedir" sözünün İngilizcesi ve fotoğrafının ekrana yansımasıyla son bulan gösteri, katılımcılar tarafından büyük ilgi gördü. 


Törende Türkiye'nin ilk F-35 uçağıyla birlikte, uçağa entegre edilecek TÜBİTAK SAGE tarafından geliştirilen SOM-J ve HGK'de sergilendi. 

 

Proje kapsamında Türk savunma sanayisi firmaları için 7,5 milyar dolarlık finansal hacim oluşması bekleniyor. Halihazırda Türk firmaları tarafından faturalanan işlerin tutarı 700 milyon doları buluyor.


Projeyle yeni iş fırsatları yakalayan Türk firmaları, F-35 gibi 5. nesil bir hava platformunun küresel tedarik zincirinde yer alıyor.


Aralarında Alp Havacılık, AYESAŞ, Kale Havacılık, Kale Pratt&Whitney ve Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ'nin (TUSAŞ/TAI) yer aldığı Türk sanayi firmaları tarafından üretilen parçalar ilk F-35 uçağından bu yana tüm uçaklarda yer alıyor.

 

Bu kapsamda TUSAŞ tarafından uçağın orta gövdesi, orta gövde kompozit ve metalik parçaları, hava alığı ve hava yer harici yük taşıyıcısı ve adaptörü; Alp Havacılık tarafından F135 motorları için Rear Hub, nikel ve titanyum diskler, iniş takımı, fren sistemi ve uçak yapısal parçaları; AYESAŞ tarafından panaromik kokpit ekran ve füze kontrol arayüz kartları; Kale Havacılık tarafından uçak gövde ve kanat yapısal parçaları; Kale Pratt&Whitney tarafından F135 motorları için çeşitli motor parçaları üretiliyor.


Lockheed Martin, Northrop Grumman, GE Aviation, Pratt&Whitney, Marvin Engineering, L3, UTAS gibi dünyanın önde gelen büyük savunma sanayi şirketleri için üretilen parçalar zamanında, yüksek kalitede ve maliyet etkinlik gereksinimlerine uygun şekilde teslim ediliyor.


Türkiye, hava filosunu yerli savunma sanayisinin de üretiminde aktif rol aldığı yeni nesil savaş uçağı F-35'lerle takviye edecek.

 

Türkiye, Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın yeni nesil savaş uçağı ihtiyacını karşılamak üzere 1999'da Müşterek Taarruz Uçağı (F-35) Projesi'ne ortak ülke olarak katıldı.

Hava filosu için 100 adet F-35 uçağı temini planlanırken, ilk 30 uçak siparişi verildi.

18-0001 kuyruk numarasıyla teslim alınacak ilk F-35 uçağı, pilot eğitimlerinde kullanılmak üzere Arizona’da yer alan Luke Hava Üssü’nde görevlendirilecek.


Türkiye’de F-35 uçaklarının konuşlandırılacağı, pilot ve bakımcı eğitimlerinin gerçekleştirileceği Entegre Eğitim Merkezi’ne de ev sahipliği yapacak ilk üs olan Malatya 7. Ana Jet Üs Komutanlığı’nın aktivasyon çalışmaları da devam ediyor.

İlk uçakların Kasım 2019’da Türkiye’ye gelişinin ardından 2020 yılında burada eğitim faaliyetlerine başlanacak.

Türkiye, dünyanın en önemli konsorsiyum projelerinden biri kabul edilen F-35 için ortak faaliyetlere önemli katkı sağlayıp, destek verdi.


F-35, Türk Hava Kuvvetleri'nin envanterindeki ilk 5. Nesil Savaş Uçağı olacak.

Uçak, düşük görünürlük, sensör teknolojileri ve radar sistemi gibi üstün yeteneklerle Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın operasyonel etkinliğinde çarpan etkisi oluşturacak. F-35, daha önce sahip olunmayan kabiliyetler sunarak Hava Kuvvetleri'nin savunma ve saldırı yeteneğini önemli ölçüde artıracak.

Türkiye, F-35'le günümüzün geleneksel ihtiyaçlarını karşılarken, yarının zorlu gereksinimlerine de yanıt verebilecek gelişmiş hava sistemine sahip olacak.


F-35'e yurtiçi imkanlarla geliştirilen Hassas Güdüm Kiti ve SOM-J füzesi gibi ürünlerinin entegre edilmesiyle muharebe yeteneği çarpan etkisiyle artacak, bu da Türk Hava Kuvvetleri'nin stratejik ve iyi korunan hedeflere yüksek hassasiyetle ulaşmasını sağlayacak.

Türkiye, ilk F-35'in teslim edilmesiyle uçaklarını almaya başlayan ülkeler kulübüne katılacak.

F-35 Müşterek Taarruz Uçağı, tek pilot ve tek motorlu, beşinci nesil, hava-yer taarruz, keşif, taktik savunma gibi çok maksatlı görevleri, düşük görünürlük özelliğiyle gerçekleştirebiliyor.


Sahip olduğu DAS sistemiyle 360 derece görüş sağlayabilen F-35'in, özel tasarlanmış geometrisi ve kaplaması sayesinde sahip olduğu düşük görünürlük özelliği, düşman radarları tarafından tespitini güçleştiriyor.

F-35, sahip olduğu Link-16 ve MADL haberleşme sistemleriyle tespit ettiği tehditleri etrafında bulunan diğer F-35 ve silah sistemleriyle paylaşabiliyor, bu sayede harp ortamındaki farkındalık seviyesi artırılıyor.

Sensör füzyon teknolojisiyle EOTS, DAS, radar gibi kaynaklardan aldığı bilgileri birleştirerek, harp ortamının resmini pilota sunan uçak, bu sayede dost ve düşmana yönelik tanımlamaların çok daha doğru şekilde yapılmasını sağlıyor.


F-35'in 3 ayrı konfigürasyonu bulunuyor. Geleneksel kalkış ve iniş (CTOL) yeteneğine sahip F-35A, iniş ve kalkış yapabilmek için piste ihtiyaç duyuyor. Kısa kalkış ve dikey iniş (STOVL) yapabilen F-35B, kısa pistlerden kalkış yapabiliyor ve helikopter gibi iniş gerçekleştirebiliyor.

Uçak gemileri için tasarlanmış versiyon (CV) F-35C ise helikopterler gibi olduğu yerden yükselerek kalkış yapıp ve aynı şekilde inebiliyor.

F-35 uçağına Türk Silahlı Kuvvetleri envanterinde de bulunan KC-135 Stratotanker tipi uçaklarla havadan yakıt ikmali yapılabiliyor. F-35 savaş uçağının menzili de versiyonlarına göre farklılıklar gösteriyor. Uçağın maksimum menzili F-35A'da 2 bin 200, F-35B'de bin 667, F-35C'de 2 bin 593 kilometreyi buluyor.


Yeni nesil savaş uçağı, 15,67 metre uzunluğa, 4,33 metre yüksekliğe, 10,65 metre kanat açıklığına, 42,7 metrekare kanat alanına sahip bulunuyor.

Uçağın boş ağırlığı F-35A'da 13 bin 170, F-35B'de 14 bin 588, F-35C'de 14 bin 547 kilograma karşılık geliyor.

Yüklü ağırlığı 22 bin 470, azami kalkış ağırlığı 31 bin 800 kilogram olan uçak, 1,6+ mach (saatte bin 932 kilometre) azami hıza, 60 bin feet (18 bin 288 metre) azami irtifaya çıkabiliyor.


Avcı/savaş uçağı F-35, havadan havaya füzeler, havadan karaya füzeler, gemisavar füzeleri atabilme yeteneğine sahip bulunuyor.


YORUMLAR

  • 0 Yorum