Erdoğan teklif etti, İdlib'de tüm taraflara 'silah bırakma' çağrısı geldi

07 Eylül 2018 - 19:04

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, üçlü zirvede Suriye'yi görüştü. Erdoğan, "Zirveden çıkacak kararlar, tüm dünya tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. İdlib'de saldırı katliamla sonuçlanır. Bildiride ateşkes ifadesi olmalı. Ateşkes ilanı yapabilirsek, önemli bir adım olacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani, üçlü zirvede Suriye'yi görüştü. Erdoğan, "Zirveden çıkacak kararlar, tüm dünya tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. İdlib'de saldırı katliamla sonuçlanır. Bildiride ateşkes ifadesi olmalı. Ateşkes ilanı yapabilirsek, önemli bir adım olacak" dedi.

Putin ise, Erdoğan'ın teklifiyle İdlib'deki tüm taraflara silahları bırakma çağrısında bulunduklarını söyledi.
Dünya'nın gözü, İran'ın başkenti Tahran'daki Suriye zirvesine kilitlendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya lideri Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, üçlü zirvede bir araya geldi. Liderlerin zirve açıklamaları ve ortak basın toplantısını, televizyonlar canlı yayınladı.

Erdoğan, Putin ve Ruhani, zirve sonrası basın toplantısı düzenledi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İranlı şair Sadi Şirazi'nin "Eğer sen başka insanların ızdırabından gamlanıp kederlenmiyorsan, sana Ademoğlu demek yakışmaz" mısralarıyla konuşmasına başladı.

Erdğan, "Amaç insani drama son vermektir. Yaklaşık sekiz yıldır devam eden bir ihtilafın bir günde çözülmesini beklemek, elbette mümkün değildir. Yangını seyretmek yerine söndürmenin yollarını arıyoruz. Biz elimizi taşımızın altına koyuyoruz" dedi.

Erdoğan, "İdlib bölgesine saldırıların sahada durumu daha da kötüleştireceğini ifade ettik. Türkiye olarak, İdlib'de 12 gözlem noktamız bulunuyoruz. Sahadaki sükunet için önemli bir sorumluluk üstlendik. İdlib'in mevcut statüsünün korunması, hayati önem taşıyor. İdlib, tüm Suriye'nin küçük bir modeli konumundadır. Yanlış adımlar her yerde hissedilir. İdlib'e saldırılar, siyasi süreci çökme noktasına getirir. İdlib meselesi, Astana ruhuna sadık kalınarak çözülmeli" ifadesini kullandı. 

Cumhurbaşkanı, bir gazetecinin muhtemel bir göç dalgasını sorması üzerine, "İdlib halkının kaçacağı yer Türkiye. Bizim önceliğimiz göçü önlemektir. Türkiye, şu an 3,5 milyon sığınmacıyı ağırlıyor. İdlib'in nüfusu 3,5 milyon. 3,5 milyon Suriyeliye daha ev sahipliğine gücümüz yetmez. Suriye halkı adil bir seçim bekliyor" yanıtını verdi.

PUTİN: ERDOĞAN'IN TEKLİFİYLE SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISINDA BULUNDUK

İran lideri Ruhani, "Amerika kanunsuz işler yapıyor. Suriye'ye dış askeri müdahale sorunları artırır. İdlib, çok hassas bir konu. Sivillerin zarar görmemesi için tedbir almalıyız. Teröristleri silahlarını bırakmaları için teşvik etmeliyiz" dedi.

Rusya Devlet Başkanı Putin, "Ortak bildiriyi kabul ettik. Suriye'de çözüm için Astana formatını kullanacağız. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın teklifiyle, tüm taraflara silahları bırakmalarını teklif ettik. Önceliğimiz Suriye'yi terörizmden tamamen temizlemektir. Terörle mücadeleye artık Suriyeli muhalif gruplar da katılmaya başlıyor" diye konuştu.

Putin, bir gazetecinin sorusu üzerine "Barış çağrımız İdlib'de de işitilecek. Teröristler sivilleri kalkan olarak kullanıyor" yanıtını verdi.

ERDOĞAN'DAN ATEŞKES VURGUSU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, zirvenin açılışında "Zirveden çıkacak sonuçlar tüm dünya tarafından sabırsızlıkla bekleniyor. Alacağımız kararlarla beklentileri boşa çıkarmayacağıza inanıyorum" ifadesini kullandı.

Erdoğan şöyle devam etti:

"Sürecin şu an için çok riskli bir noktaya geldiğini düşünüyoruz.

Bu bölgenin ve ülkemizin sağladığı örtülü güvencenin, kendi halkına yönelik katliamları hala hafızalarımızda olan Esed rejiminin insafına bırakılmasına rıza gösteremeyiz.

İdlib'e yapılacak saldırı, katliamla, felaketle sonuçlanacaktır. İdlib'in kan gölüne dönmesini asla istemiyoruz. Siz dostlarımızdan da bu çabalarımızda bize destek olmanızı bekliyoruz.

İdlib gibi her şeyin iç içe olduğu bir yerde teröristlere karşı etkili mücadelede, zaman ve sabır gerektiren farklı yöntemlere ihtiyaç  var. İdlib'de ortak kaygılarımızı dikkate alan makul bir çıkış yolu bulmalıyız.

Astana ruhunun özünde asgari müştereklerde buluşma iradesi göstermemiz vardır. Bu asgari müşterekler ise Suriye'nin siyasi birliğinin sağlanması, toprak bütünlüğünün korunması ve ihtilafa barışçıl bir siyasi çözüm bulunmasıdır.

Türkiye, mülteci ağırlama kapasitesini doldurmuştur. Milyonlarca insan Türkiye sınırına dayanacaktır. Rus ve İranlı dostlarımızın İdlib'deki bazı terörist oluşumlardan duyduğu kaygıları anlıyoruz, en az sizin kadar biz de kaygı duyuyoruz.

Fırat'ın doğusunda arzu etmediğimiz gelişmeler yaşanıyor. ABD'nin 20 bine yakın TIR'ı bölgeye gönderdi. Suriye rejimi de teröristlere göz yumuyor. 

12 MADDELİK BİLDİRİ

Devlet Başkanları;

"1. Astana formatının Ocak 2017’den bu yana sağladığı başarılardan, özellikle de Suriye Arap Cumhuriyeti genelindeki şiddetin azaltılmasında katedilen ilerlemeden ve ülkede barış, güvenlik ile istikrara yapılan katkıdan duydukları memnuniyeti ifade etmişlerdir. 
  
2. Suriye Arap Cumhuriyeti’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğü ile BM Şartı’nın amaç ve ilkelerine olan kuvvetli ve devam eden taahhütlerini vurgulamış ve bunlara herkes tarafından saygı gösterilmesi gerektiğinin altını çizmişlerdir. Kim tarafından gerçekleştirildiğine bakılmaksızın, hiçbir eylemin bu ilkelere halel getirmemesi gerektiğini yinelemişlerdir. Terörle mücadele kisvesi altında sahada yeni gerçeklikler yaratılmasına dair her türlü girişimi reddetmiş, Suriye’nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğini zayıflatmayı amaçlayan ayrılıkçı gündemlere karşı durma kararlılıklarını ifade etmişlerdir. 
  
3. Sahadaki güncel durumu ele almışlar, 4 Nisan 2018 tarihinde Ankara’da yapılan son toplantılarının ardından Suriye Arap Cumhuriyeti’yle ilgili meydana gelen gelişmeleri değerlendirmişler ve aralarındaki mutabakat uyarınca üçlü eşgüdümü sürdürmek hususunda hemfikir kalmışlardır. Bu çerçevede, İdlip gerginliği azaltma bölgesindeki durumu görüşmüşler ve bu konuyu yukarıda belirtilen ilkelere ve Astana formatını tanımlayan işbirliği ruhuna uygun olarak ele almayı kararlaştırmışlardır. 
 
4. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ’la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler ve oluşumların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla aralarındaki işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Terörle mücadelede, yukarıda belirtilen terörist grupların ateşkes rejimine katılmış veya katılacak olan silahlı muhalif gruplardan ayrıştırılmasının sivil zayiatın önlenmesi bakımından da dahil olmak üzere büyük önem arzettiğinin altını çizmişlerdir. 
  
5. Suriye ihtilafına askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair inançlarını yinelemişlerdir.  Siyasi sürecin Soçi’de düzenlenen Suriye Ulusal Diyalog Kongresi’nin kararları ve BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak ilerletilmesi amacıyla aralarındaki aktif işbirliğini sürdürme kararlılıklarını teyit etmişlerdir. 
  
6. Suriyelilerin öncülüğünde ve sahipliğinde bir siyasi çözüme ulaşma sürecini ilerletme amaçlı ortak çabaları sürdürme konusundaki kararlılıklarını yinelemişler ve Anayasa Komitesi’nin kurulması ile çalışmalarının başlatılmasına yardımcı olmaya yönelik taahhütlerini vurgulamışlardır. Kıdemli memurları ile Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Suriye Özel Temsilcisi arasındaki yararlı istişarelerden duydukları memnuniyeti vurgulamışlardır. 
 
7. Bütün Suriyelilerin normal ve huzurlu bir hayata yeniden kavuşmalarına ve acılarının hafifletilmesine yönelik tüm çabalara destek olma ihtiyacını vurgulamışlardır. Bu bağlamda, ilave insani yardım göndermek, insani mayın temizliği faaliyetlerini kolaylaştırmak, sosyal ve ekonomik tesisler de dahil olmak üzere temel altyapı unsurlarını eski haline getirmek ve tarihi mirası korumak suretiyle Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve insani ajansları olmak üzere uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.

8. İhtiyaç duyan tüm Suriyelilere hızlı, güvenli ve kesintisiz insani erişim sağlanmasını kolaylaştırma yoluyla, sivillerin korunması ve insani durumun iyileştirilmesini hedefleyen ortak çabaları sürdürmedeki kararlılıklarını yinelemişlerdir.

9. Sığınmacıların ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların oluşturulması ihtiyacının altını çizmişlerdir. Bu amaçla, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ve diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere, ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır. [Suriyeli mülteciler ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişiler hakkında uluslararası bir konferansın toplanması fikrini değerlendirmek hususunda mutabık kalmışlardır.]

10. BM ve Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla yürütülen, alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti Çalışma Grubu’nun faaliyetlerindeki ilerlemeyi memnuniyetle karşılamışlardır.

11. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Sayın Vladimir Putin’in daveti üzerine, bir sonraki toplantılarını Rusya Federasyonu’nda yapmayı kararlaştırmışlardır.

12. Rusya Federasyonu ve Türkiye Cumhuriyeti Devlet Başkanları, Tahran’daki Üçlü Zirve’ye evsahipliği yapmalarından ötürü İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Hasan Ruhani’ye içten teşekkürlerini sunmuşlardır."