Antalya'nın Muratpaşa ilçesinde turizm sektöründe çalışan Halil İbrahim B., yakını için bankadan kredi çekti. Kredi taksitlerinin ödenmemesi sebebiyle Hatice B., eşi Halil İbrahim B. ile tartışmaya başladı. Halil İbrahim B., 'Ödenmediyse ödenmesin, ben öderim' diyerek, eşine tepki gösterdi. Bu sırada tartıştıklarını gören S.B., babasına, annesine kızmamasını söyledi. Bu defa S.B. ile Halil İbrahim B. arasında kavga çıktı. Müzakereye dönüşen hadisede, babasının ailesini vefatla tehdit etmesi üzerine S.B., mutfaktan aldığı bıçakla Halil İbrahim B.'ye saldırdı. Sol koltuk altından 3 defa bıçaklanan Halil İbrahim B., kaldırıldığı sağlık kurumunda hayatını yitirdi. Nezaretine alınan S.B. ise sevk edildiği adliyede çıkarıldığı duruşmaca hapsedildi. Antalya Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde suçlanan S.B., 4'üncü defa dominant karşısına çıkarıldı. 18 yaşından ufak olması sebebiyle kapalı suçlamanın yapıldığı mahkemeye tutuklu maznun S.B., annesi Hatice B., yakınları ve taraf avukatları katıldı. Savcı Süleyman Sarı, evvelki mahkemede söylediği mütalaasını yineledi. Savcı Sarı, son senelerde bayan ve çocuğun maruz kaldığı şiddete dikkat sürükleyerek, şunları kaydoldu: "Maktulün gerek annesini gerekse kendisi ve kız kardeşini öldüreceğini söylemesi üzerine S.B., mutfaktan aldığı bıçağı 3 defa göğüs bölgesine sokmuştur. Eylemin aniden büyümesi neticeyi planlamadan laf edilemez. Ayrıca cemiyetimizde uzunca bir vakittir bayana ve çocuklara karşı gerek isteyerek yaralama gerekse de isteyerek öldürme eylemleri vuku bulsa da özellikle yazılı ve görsel basının yanı gizeme sosyal medyanın tesiriyle sualin daha çok gündeme getirilmesiyle cemiyetsel farkındalık çoğalmıştır. Maktul ufak kızını odasına kaçırtacak kadar kendilerine vefat tehdidinde bulunması ve isteyerek yaralamanın fiilen başlamasının, cemiyetin bir ferdi olan kabahate çekilen çocuk bilinçaltında babasının kendilerine hasar verebileceğini düşünmüştür. Çocuk eylemini şuursuzca hakikatleştirmiştir. Yargıtay'ın alakalı kararlarında belirtildiği üzere, bu vakada da taksirle öldürmeden laf edilebilir. Anlık büyüyen hadisede maznun tehdit altında mutfaktan bıçak almıştır. Çocukta bıçağı taşıma istemi bulunmamaktadır."

Mahkemede kesintisiz ağlayan S.B. ise "Ben babamı isteyerek öldürmedim. Çok pişmanım. Mektebime devam etmek istiyorum. Ailemi çok özledim. Tahliyemi arz ediyorum." dedi. Sanık avukatları Tufan Helvacılar, Umut Solmaz ve Oğuz Dilek ise evvelki savunmalarını tekrarladı. Avukatlar, eylem yasal müdafaa hudutları içinde olduğunu; S.B.'nin yaşı, sosyal ve ekonomik gidişatının da göz önüne alınması gerektiğini belirterek, tahliye arzında bulundu. Duruşma kurulu, S.B.'yi evvel 'üstsoydan akrabayı isteyerek öldürmek' kabahatinden ağırlaştırılmış ömür boyu mapusa mahkum etti ardından 'tahrik indirimi' uygulayarak, cezayı 20 seneye indirdi. S.B.'nin hadise tarihinde 18 yaşından ufak olması sebebiyle de indirime giden duruşma kurulu, cezayı 13 sene 4 aya indirdi. TCK'nin 31/3 maddesinin son tümcesinde, yaştan dolayı verilecek cezanın 12 seneden fazla olamayacağının belirtilmesi üzerine ceza, 12 seneye indirildi. 'takdir' indirimi de uygulayan kurul, cezayı 10 seneye indirdi. S.B.'nin tutuklu kaldığı zamanı göz önüne alan duruşma kurulu, tahliyesine karar verdi. S.B.'ye, 'bıçak taşıma' yargılamasından da salıverilme kararı verildi.