Tanju Karaçancı: Reisin yolunu yol, davasını dava biliriz

Tanju Karaçancı: Reisin yolunu yol, davasını dava biliriz

Tanju Karaçancı: Reisin yolunu yol, davasını dava biliriz
17 Eylül 2020 - 23:21

Uluslararası Gazeteciler ve Televizyoncular Federasyonu (UGTF) Yönetim Kurulu  ve Siyasi İşler Kurulu Üyesi, Efeler Haber İmtiyaz Sahibi Mehmet Evren Karaköse, röportaj köşemizde bu hafta AK Parti'nin sevilen ismi Tanju Karaçancı'yı konuk etti.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Aydın’daki önemli siyasi aktörlerinden Tanju Karaçancı’yı konuk ediyoruz. Kendisi 2007 yılından itibaren aktif siyasetin içinde değil ancak AK Parti’de görev verileceği zaman akla ilk gelen isimlerden.
Erdemli duruşu ve siyasetiyle parti tabanı tarafından çok sevilen, tabanın vazgeçmedi bir isim Tanju Karaçancı. Geçen dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti üzerine ismi Aydın İl Başkanlığı için geçmişti.
-Evet Sayın Tanju Karaçancı, öncelikle kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
Tanju Karaçancı. 1973 yılı Söke doğumluyum. Evliyim. Eğitimim iktisat ve yerel yönetimler üzerine. Dokuz Eylül İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat ve Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Yerel Yönetimler mezunuyum. Şu anda da Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü’nde Yüksek Lisans eğitimime devam etmekteyim.
-Daha önce Söke’de İlçe Başkanlığı görevinde bulunmuştunuz. O günler ile bugünleri genel siyaset bazında değerlendirebilir misiniz? Genel siyaset nasıl?
Evet, o günlerde kendimizi milletimizin önüne çıkarttığımız ilk dönemdi. Elbette bu oluşum milletin bağrından kopan bir hareket. AK Parti çatısı altında vitrine ilk çıktığımız yıllardı. Türkiye’nin yıllardan beri bekleyen sorunlarının çözümü için Recep Tayyip Erdoğan’ın önderliğinde AK kadrolar yoğun bir çaba içerisindeydi. O günlere baktığımda, heyecan anlamında aynı heyecan devam ediyor. Ancak Türkiye, partimizin kuruluş yıllarındaki Türkiye değil elbette. Artık AK Parti iktidarıyla hem masada hem sahada sözü geçen, bölgede lider konumda bir ülkeyiz. Milli teknoloji alanında yapılan atılımlar, İHA ve SİHA’ların göklerimizde uçması bugün Türkiye’nin geldiği noktayı en iyi şekilde özetliyor.
O dönemle bu dönemi karşılaştırmak gerekirse şayet, mücadele devam ediyor. AK Parti, rayların üzerinde varış noktasına giden bir tren gibidir. Hedef hep daha ileridedir. İlk durak 2023, sonrasında da 2071’dir.
-Yerel siyaset ile ilgili düşünceleriniz neler? Aydın hak ettiği hizmeti alabiliyor mu?
Aydınımız maalesef bir süredir hak ettiği hizmeti alamıyor. Hükümetimiz milyarlarca liralık yatırım yapıyor ancak yerel belediyeler maalesef ki dar alanda siyaset yaparak koltuklarını koruma gayreti içerisinde. Aydın’da elle tutulur tek bir yatırım yok. AK belediyeleri hepimiz görüyoruz. Bugün bir Konya, Kayseri, Denizli’nin merkezi hükümet ile uyumlu çalışan belediyelerinin aldığı hizmetleri hepimiz görüyor ve imreniyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımız belediye başkanlığı yaptığı dönemi hepimiz hatırlıyoruz. İstanbul’u almış, bambaşka bir İstanbul ortaya çıkarmıştı. Çöp sorunu, Haliç’in temizlenmesi gibi görüntüler halen hafızamızda.
-Partinizin Aydın’daki çalışmalarını beğeniyor musunuz? Önerileriniz oldu mu hiç?
Partimizin Aydın’daki temsilcileri çalışmalarını sürdürüyor. Halk odaklı çalışmalarına devam ediyorlar. İl Başkanımız ve Milletvekillerimizi başarılı buluyorum. Şayet yanlış gittiğini gördüğüm bir nokta olursa da bunu zaten burada konuşmam, aile içi meselemizdir. İstişare toplantılarında dile getiririm.
-Siz partinin kurucularındansınız.. O dönem ile bu dönemi karşılaştırmanızı istesek ne gibi farklılıklar görürsünüz?
Partiyi ilk kurduğumuz dönemlerde daha dar bir kadro ile yola çıkmıştık. Şimdi AK Parti artık dünyanın en büyük siyasi oluşumu. Dava aynı dava, hizmet aşkı aynı. Ama artık Recep Tayyip Erdoğan’ın davası ümmetin davası haline geldi. Eskiden AK hizmetleri anlatıyorduk. Şimdi hem AK hizmetleri anlatıyoruz hem de Türkiye’nin dünyadaki pozisyonunu anlatıyoruz.
-Yani artık yükümüz daha ağırlaştı diyorsunuz..
Bizim yükümüz ne olur ki.. Çalışma arkadaşlarının bile temposuna yetişemediği Recep Tayyip Erdoğan’ın yüküne bakınca biz yükümüz var demeye ar ederiz. Ömrünü vatanına, milletine adamış bir lidere omuz vermek bizim için bir onurdur. Bizim mahalle başkanlarımızdan il, ilçe başkanlarımıza kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın yüküne omuz vermek gibi bir görevimiz var. Ben Sayın Cumhurbaşkanımızın, göğsünde yanıp tutuşan imanından, mazlumların sesi olmasından, zalimin karşısında asla eğilip bükülmeyen iradesinden dolayı yanındayım. Siyasete dava bilinci içinde bakıyoruz.
-Peki partinizde bir göreviniz yok, adınız da il başkanlığı için konuşuluyor. Diyelim ki görev verilmedi, bu sözleriniz o zaman için de geçerli olacak mı?
Ben gerek davama ve gerekse liderime sadakatle bağlıyımdır.Güce, kudrete ve menfaate tapan biri değilim.Aksine 19 yıldır partimin tüm çalışmalarında yanında olan biriyim. Bizim dava inancımızda mağlubiyet yoktur, imtihan vardır. Ben her türlü sonucu muhasebe eden ondan ders çıkaran bir siyasi anlayışın talebesiyim. Bende mücadele esastır. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin her üyesi il başkanı, ilçe başkanı ve milletvekili kadar çalışmak zorundadır. Bizim Erdoğan’ın yüküne omuz vermek için mevki-makam beklentimiz yok. Zaten gittiğimiz her köyde, her mahallede, girdiğimiz her kahvede, ev ziyaretlerimizde AK Parti’yi anlatıyoruz. Eğer partide bir görevimiz olursa o doğrultuda çalışırız, görevimiz olmazsa da şimdi ne yapıyorsak onu yaparız, yani Sayın Cumhurbaşkanımızın yüküne parti üyesi olarak omuz veririz.
-Görev almadan neden bu kadar emek veriyorsunuz?
Ben bir ilahi davaya inanırım ve bu dava için mücadele ederim. Benim davam hiçbir zaman makam davası, mal, mülk, şan, şöhret davası olmadı. Az önce de dediğim gibi, bu dava yalnız Türkiye’nin değil ümmetin davası oldu artık. Siyaset insanlara hizmet edebilmek amacıyla yapılan sanattır. Teşkilatçılık anlayışımız çalınmadık kapı, sıkılmadık el bırakmamaktır. Amacımız gönüllere girmektir. Türkiye dünyanın lider ülkelerinden biri haline geldi. Hem masada hem sahada sözü geçen bir ülke haline geldik. Bunu bize sağlayan Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Ben AK Parti’liyim. Ama her şeyden önce Recep Tayyip Erdoğan’ın neferiyim. Onun yolunda hangi şartlarda olursa olsun o şekilde hizmet ederim.
-İki üniversite bitirdiğinizi biliyoruz. İş insanısınız. Bu yoğunlukta siyasete ne kadar zaman ayırıyorsunuz?
Benim iş hayatım belirli bir düzende ilerliyor. Günümün büyük bölümünü siyasi çalışmalara ayırıyorum. Tabi siyaset yapmak için büyük toplantılara, mitinglere ihtiyaç yok. Gittiğimiz köy kahvesinde, mahallede, ev ziyaretinde mutlaka partimizi konuşuyoruz. Partimizin hizmetlerini anlatıyoruz. Türkiye’nin dünyadaki pozisyonunu anlatıyoruz.
-Lafı çok dolandırmadan sormak isteriz; İl Başkanı adayı mısınız?
Ben geçmişte ilçe başkanlığı görevinde bulunmuştum. Siyasette her devrin adamı olmadım. Çizgimi hep korudum. Hizmet şiarım Millete Efendi olmak değil, hizmetkâr olmaktır. Geçen dönem de Sayın Cumhurbaşkanımızın takdirleriyle İl Başkanı adayı olarak Ankara’ya çağrılmıştık. Benim adayım demek gibi bir durumum yok. İl Başkanı olmak isterim, daha fazla sorumluluk almak isterim. Ancak şu anda partimizin İl Başkanı görevinin başında. Sayın Cumhurbaşkanımız takdir ederse -onun davasında daha fazla sorumluluk almak için- İl Başkanı olmak isterim.
-İl Başkanı olursanız ilde ne gibi bir değişiklikler planlıyorsunuz?
Partimizin teamülleri var. Öncelikle Genel Merkezimizin belirlediği politikalar ile yolumuza devam edeceğiz. Ancak oluşturmak istediğim kadroyu Aydın’ı bilen, Aydın’ın ihtiyaçlarına karşılık verebilecek arkadaşlar ile oluşturmak isterim. Örnek vermek gerekirse kentleşmede sıkıntı var, şehir planlamacısı bir büyüğümüzü kadromuza alırım. Aydın’da suni bir gündem yaratılıyor jeotermallerle ilgili. Bu alanda uzmanlaşmış bir arkadaşımıza yönetimimde görev veririm. Yani Aydın’a her anlamda hakim bir kadro ile yola çıkarım. Eğer görev değişikliği meydana gelir, bize de görev verilirse şimdiye kadar görev almış tüm il başkanlarımızla periyodik olarak toplantı yapar, görüşlerini alırım.
-İl Başkanı olmazsanız?
İl Başkanı olursam olmazsam diye şimdiye kadar hiç düşünmedim. Ama il başkanı olmazsam siyasi hayatımda herhangi bir değişiklik olmaz, AK Parti’ye üye olarak hizmet etmeye, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın yüküne omuz vermeye üye olarak devam ederim. Benim fikrim ve zikrimde devlet ebed müddettir. Siyaseti de milletim için, devletim için, bayrağım için yaparım. Bunu 15 Temmuz’da meydanlarda, alanlarda mikrofon başında halkımızla birlikte omuz omuza mücadele vererek kanıtlamışımdır.
-Genel siyasetle ilgili görüşleriniz neler? Yeni partiler kuruluyor, seçimlere bir etkisi olur mu?
Yeni kurulan partilerin zorla oluşturdukları kadrolar dışında milletimizde bir karşılığı yok. O yüzden bu konuyla ilgili söylenecek bir şey yok.
-Aydınlılara söylemek istediğiniz neler var?
Siyasette hep ‘Hayata tepeden bakarsan insanların tepesini görürsün. Hayata insanların yanından bak ki insanların yüzünü ve kalbini gör’ mantığıyla yapmaya çalıştım. Tüm çalışmalarım da bu yönde oldu. Şimdi sorunuza istinaden bir değerlendirme yapmak gerekirse, Aydın birkaç dönemdir geriye gidiyor. Merkezi hükümet ile yerel yönetimin aynı partiden olmasının önemi Kayseri, Konya, Denizli gibi illerimizde görülebiliyor. Aydın, Merhum Başvekilimiz Adnan Menderes’in memleketi. İnşallah bir sonraki dönem hem yerelde hem genelde Aydın’dan daha iyi sonuçlar çıkartacağız. Aydınımız daha güzel şeyleri, daha fazla hizmeti hak ediyor. Komşumuz Denizli’nin geldiği noktayı hep beraber görüyoruz. Aydın ise hizmet noktasında yerel yönetimden hak ettiği desteği göremiyor. Olduğu yerde patinaj çekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımız belediyecilikten geliyor. İstanbul’un o dönemiyle Sayın Erdoğan dönemi arasındaki farkları hep birlikte hatırlıyoruz. AK Belediyecilik de bunu gerektiriyor. Görev olsun olmasın önemli değil, bir sonraki dönemde Aydın’ı AK Parti Belediyeciliği ile buluşturacağız hem Büyükşehir Belediyesi hem de 17 ilçede AK Parti’yi birinci parti yapacağız.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum