Türkiye Gazetesi'nden Yücel Kayaoğlu'nun haberine göre bunun için bin 200 şahsiyet bir takım heyetti. Bu takım aracılığıyla, pozitif hadisenin tespit edildiği şahısların ailesinden, dükkanına kadar, alışveriş yaptığı yerlerden, mahalle bakkalına ve yemek yediği restoranlara kadar geriye doğru 14 gün içinde temas ettiği herkese erişilmeye çalışılıyor. Hastanın verdiği bilgilerden yola çıkılarak, erişilen yurttaşlar takibe alınıyor.

Bu bireylere zorunlu testler yapılarak, kendilerini yalıtıma almaları isteniyor ve bir semptom görülmesi hâlinde erişecekleri telefon numaraları veriliyor. Virüsün izini sürmek kastıyla bugüne kadar test yapılanlar hariç olmak üzere, 100 binden fazla birey konut yalıtımı için taramadan geçirildi. Bakanlık kaynakları “Misalin Kapalı Çarşı’da bir hadise ortaya çıkmıştı. Bu nedenle Kapalı Çarşı’da ilişkisi olan esnaf, çaycı, yemek yediği yer, kendisi ile teması olan alıcılara erişildi ve yalıtım ihtarı yapıldı” değerlendirmesini yaptı. Bu yolla takip edilen insanlardan hasta olan varsa erken aşamada teşhis edildiğini belirten Sağlık Bakanlığı yetkilileri “Böylece süratlice rehabilitasyon süreçleri başlıyor. Ciğerlere inmeden tutulması olası olunca kullanılan ilaçlar pozitif netice veriyor. Takip sistemi nedeniyle hastalara erken erişmek olası olduğu için rehabilitasyon da erken başlıyor ve bu nedenle Türkiye’nin vefat yüzdesi öteki ülkelere göre ciddi oranda düşük çıkıyor” görüşünü dile getirdi.

İSTANBUL’DAKİ OLAYLAR AVRUPA KAYNAKLI

İstanbul’da hadise rakamının fazla olmasının nedeninin ise yurt dışından gelen yolculardan kaynaklı olduğu belirtildi. Özellikle Almanya Başbakanı Angela Merkel’in, Almanya popülasyonunun yüzde 60’ının virüsten etkileneceğini söylemesinden sonra, Avrupa ülkelerinde yaşayan çok rakamda gurbetçinin Türkiye’ye geldiği tespiti yapıldı. Avrupa üzerinden, hem kara yolu hem de hava yolu ile Türkiye’ye 350 binin üzerindeki şahsın geldiği, bunların büyük kısmının İstanbul ve etraf şehirlerde karantinaya alındığı, İstanbul’daki ve Batı şehirlerindeki hadise rakamının aşırılığının bu gidişattan kaynaklandığı kaydolundu. Can Verenlerin yüzde 80’inin de Avrupa’dan gelenler ve bunların temas ettiği bireylerden oluştuğu belirtildi.