Payitaht Abdülhamid dizisindeki Mahmut Paşa kimdir?

Ekranların en sevilen dizilerinden, Payitaht Abdülhamid dizisindeki Mahmut Paşa kimdir?, Mahmut Paşa'nın görevi nedir gibi detaylar haberimizde...

Payitaht Abdülhamid dizisindeki Mahmut Paşa kimdir?

Ekranların en sevilen dizilerinden, Payitaht Abdülhamid dizisindeki Mahmut Paşa kimdir?, Mahmut Paşa'nın görevi nedir gibi detaylar haberimizde...

 Payitaht Abdülhamid dizisindeki Mahmut Paşa kimdir?
11 Mart 2017 - 23:00

TRT ekranlarının cuma günü yayınlanan yeni dizisi Payitaht Abdülhamid dizisi hız kesmeden devam ediyor.  Payitaht Abdülhamid yayınlandığı gün bu hafta reyting sonuçlarında Survivor'dan sonra ikinci sırada yer aldı. Seyriciyi etkilemeyi başaran dizinin ilk 3 bölümü büyük ilgi gördü. Dizide ilgi gören diğer bir konu ise Mahmud Paşa'nın kim olduğu ve gerçek hayatta olup olmadığı konusu...

Mahmud Paş, Kaptan-ı Derya Gürcü Halil Rifat Paşa'nın oğlu, padişah Abdülmecit'in damadıdır. Payitaht Abdülhamid dizisinde işlendiği gibi Abdülhamid'in kız kardeşi Seniha Sultan ile evlidir.

1853 yılında İstanbul'da doğan  Mahmud Paşa küçük yaşta babasını kaybetti, özel öğrenim görerek çeşitli yerlerde devlet memurluklarında bulunan  Mahmud Paşa, Paris konsolosluğunda da görev yaparak Fransızcasını geliştirdi.

Mahmud Paşa, Abdülaziz'in devrilip II. Abdülhamid'in tahta geçmesinden sonra onun en yakınları arasına katıldı, 30 Mart 1877'de vezirlik rütbesi aldı. 18 Nisan 1878'de Adliye Nazırı olarak Mehmet Sadık Paşa kabinesinde görev aldı. Damat Mahmud Celaleddin Paşa, nazırlığı sırasında Adliye nezaretinde yeni düzenlemeler yaptı. Padişahın cülusu nedeniyle çıkarılan genel affın kapsamını genişletti; cinayet suçundan müebbet hapse mahkûm olanların cezasının geçici kürek cezasına çevrilmesini ve cezasının üçte birini tamamlayanların tahliye edilmesini sağladı. Nezaretin memur açığını kapadı. Yeni bir muhakeme usul kanunu onun nazırlığı döneminde düzenlendi ancak uygulamaya konulamadı.

Mahmud Paşa'nın görevden alınması

Abdülhamit'i tahttan indirmek üzere örgütlenmiş Skelyeri-Aziz Bey komitesi ile ilişkisi olduğu gerekçesi ile birkaç ay sonra adliye nazırlığı görevinden alındı. Daha sonra bu komite ile bağlantısı olmadığı ortaya çıkınca kendisine Evkaf Nazırlığı ve Şura-yı Devlet üyeliği teklif edildi ancak bu görevleri kabul etmedi.

Mahmut Celaleddin Paşa, resmi bir görev almadığı bu dönemde konağını bir şiir encümeni haline getirmiştir. Âsaf mahlasıyla şiirler yazan Paşa, zamanının bir bölümünü oğullarının 
eğitimine ayırdı. Devrin önde gelen isimlerini oğulları için hoca olarak görevlendirdi. Bir yandan da siyasetin gidişatını yakından takip edip padişaha aktarmak üzer eleştiri ve önerilerini kaleme aldı. Bağdat Demir Yolu ihalesinin İngilizlerin ortak olduğu bir şirkete verilmesi için aracılık etmek istedi; imtiyazın Almanlar'a verilmesi öfke ve kırgınlığını arttırdı.

Mahmud Paşa Avrupaya karşı

1899 yılında II. Abdülhamit'e olan muhalefeti nedeniyle iki oğlu Prens Sabahattin ve Prens Lütfullah'la birlikte Avrupa'ya kaçtı. Marsilya'ya, oradan, Paris’e gitti. II. Abdülhamit yönetimine düşmanlık besleyen Jön Türkler tarafından ilgiyle karşılandı. Bazı Jön Türkler'in hükümetle anlaşıp yurda dönmesinden sonra geride kalanlar arasında lider gibi görülmeye başladı. 1 Ocak 1900'de Meşveret'te yayımlanan ve gazetenin sahibi Ahmet Rıza Bey'e hitaben yazılmış Fransızca bir mektup göndererek, Jön Türkleri yüksek takdir hisleriyle karşıladığını belirtti. Çeşitli gazetelerde padişaha yazdığı mektubu yayımlattı. Mektupta padişahı ve çevresindekileri ağır bir dille eleştirdi.

Cenevre'de çıkarılan Osmanlı Gazetesi'nin durumu ile ilgilenmek üzere oğulları ile Cenevre'ye gitti. İshak Sükûti, ona gazetenin tüm hak ve sorumlarını teslim etti. Paşa, 1 Nisan 1900'da Osmanlı Gazetesi'nde Abdülhamit Han'a hitaben yazdığı bayram tebriğinde çok ağır bir dille saraydaki bayram merasimini eleşirdi. Prens Sabahaddin ve Lütfullah Beyler de sert ifadeli ikinci bir mektup yayımladılar. Saray, damadını yurda döndürmek için her yolu denedi ve sonunda paşanın mallarının zaptedildiğine dair haberler duyuldu. Paşa, bunu önemsemedi.

Masraflarını üstlendiği Osmanlı Gazetesi'ni Londra'da çıkarmak için oğulları ile 29 Mayıs 1900'de İngiltere'ye gitti ve 1 Temmuz 1900'den itibaren gazeteyi Londra'da yayımladı. İstanbul'a dönmesini talep eden saray ile arasında gittikçe sertleşen pazarlık ve yazışmalar gerçekleşti.

Mahmud Paşa'nın Mısır'a yolu düşmez

Paşa ve oğuları İstanbul hükümetinin baskıları sonucu Londra'dan da ayrıldı ve Mısır Hıdivi Abbas Hilmi Paşa'nın davetiyle Mısır'a gitti. Orada, Hoca Kadri Efendi'’nin idare ettiği, "Kânûn-i 'Esâsî Gazetesi’"nin çıkarılmasına yardım etti. Asâf mahlasıyla yazdığı şiirlerini toplayan Divanı 'yla, Tezkire-i ulemâ adlı eserini Kahire'de bastırdı. Saray, paşayı geri döndürme çabalarına devam etti. Hidiv de paşa ve oğullarını İstanbul'a dönme konusunda ikna etmeye çalıştı.

Mahmud Paşa'nın Son Yılları

Mısır Hidivi ile arası bozlulunca Mısır'dan ayrılarak Paris'e döndü. Paris havasına intibak edemediği için Korfu Adası'na gitmesi Yunan-Osmanlı ilişkilerinin gerginleşmesine sebep oldu. Paşa Korfu'da rahatsızlandı ve adadan ayrıldı. Bütün Jön Türk gruplarını içine alan bir kongre düzenlemeye çalışan oğullarına destek verdi. I. Jön Türk Kongresi, 4 Şubat 1902'de Fransa'da gerçekleşti. Mahmud Paşa, kongrenin fahri önderi oldu.

Mahmud Paşa Nasıl Öldü?

Paşa, kimi kaynaklara göre albümin öriden, kimilerine göre üremiden muzdarip idi. Kışı geçirmesi için getirildiği Brüksel'de 17 Aralık 1903 yılında öldü. II. Abdülhamid Han, cenazesinin İstanbul'a getirilmesini istese de oğulları ülkede Meşrutiyet rejimi ilan edilmedikçe onu geri vermeyeceklerini söyledi. Paşa'nın cenazesi Fransa'da Père Lachaise Mezarlığı'ndaki Türk kabristanına defnedildi. Cenaze merasimi Jön Türkler'in mitingine dönüşmüş; mezarın başında okunan ateşli konuşma metinleri Osmanlı Gazetesi'nde yayımlanmıştır. 1908 yılında II. Meşrutiyet'in ilanı üzerine naaşı büyük bir törenle İstanbul'a getirildi; Eyüp'te babasının mezarının da bulunduğu aile türbesine defnedildi.

YORUMLAR

  • 0 Yorum