Kemal Kılıçdaroğlu Bir Tv Programında soruları yanıtladı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu,Katıldığı televizyon kanalında soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu'na, Mesut Yılmaz'ın oğlunun cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı karede yer aldığı fotoğraf da soruldu.

Kemal Kılıçdaroğlu Bir Tv Programında soruları yanıtladı

CHP Lideri Kılıçdaroğlu,Katıldığı televizyon kanalında soruları yanıtladı. Kılıçdaroğlu'na, Mesut Yılmaz'ın oğlunun cenaze töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı karede yer aldığı fotoğraf da soruldu.

Kemal Kılıçdaroğlu Bir Tv Programında soruları yanıtladı
19 Aralık 2017 - 11:20

Kılıçdaroğlu o fotoğraf için ''Sıradan, Sayın Erdoğan geliyordu geldi ve yerine geçti. Benim açımdan çok fazla bir şey ifade etmiyor'' değerlendirmesinde bulundu. CHP Lideri, partisinin 2019'daki Cumhurbaşkanı adayına ilişkin ise ''Çok güzel bir adayımız olacak. Birden fazla isim var'' dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, NTV canlı yayınında Ahmed Arpat'ın gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

-Hafta sonu tüm Türkiye'yi üzüntüye boğan bir ölüm yaşandı. (Mesut Yılmaz'ın oğlunun vefatı) Dün siz cenazedeydiniz.

Kemal Kılıçdaroğlu: Anadolu'da ''Allah kimseye evlat acısı vermesin" diye bir söz vardır. Evlat acısı acıların en büyüğüdür. O acıyı yaşayan bir baba olarak ne anlama geldiğini biliyorum. Sıralı ölüme hepimiz tahammül ederiz. Ama sıralı olmayan ölüm her zaman acı getirir. Mesut Yılmaz Türk siyasetine damga vurmuş önemli isimlerden birisidir. Bu memlekete hizmet etmiştir. Saygın bir devlet adamı kimliği vardır. Ailesi ile her zaman örnek olmuştur. Onun böyle bir acıyı yaşaması hepimizde büyük bir üzüntü yarattı. Öğrenir öğrenmez hemen o akşam kardeşini aradım, sonunda amcası ile görüştüm. Sonunda Mesut Bey gelince kendisi ile telefonla görüştük. Dünde cenaze törenine katıldık. Sevilen bir insan saygınlığı olan bir insan. Çocuğunun kamuoyu tarafından bilinmeyen bir rahatsızlığından da bahsedildi. O konuda bir üniversite bir açıklama da yaptı. Aileye sabır diliyoruz. Biz onların acılarını paylaşıyoruz. 

-Dün cenazeden yansıyan bir fotoğraf karesi vardı, sizin sayın Cumhurbaşkanı'na bir bakışınız yansıdı. 

Kemal Kılıçdaroğlu: Sıradan, Sayın Erdoğan geliyordu geldi ve yerine geçti. Benim açımdan çok fazla bir şey ifade etmiyor. Tabii bir şey ifade etmiyor derken Sayın Erdoğan'ın cenaze törenine gelmesi ve Yılmaz ailesinin acısını paylaşması da önemli bir şey.


-Erken seçim çok sıkça konuşulur hale geldi. 15 Temmuz'da bir erken seçimden bahsedenler var. Siz erken seçim için şartların olgunlaştığını düşünenlerden misiniz? 

Kemal Kılıçdaroğlu: Bence asıl sorulması gereken erken seçim şartları kimin için olgunlaştı. Erken seçime kim karar verecek? Parlamento dersek bir oylama yapacak ama kararı bir kişi verecek. Bir kişi erken seçime gidiyoruz diyecek, bürokrasi harekete geçecek, yasa teklifleri hazırlanacak, parlamentoya sunulacak ve erken seçim kararı alınacak. Dolayısıyla kamuoyunun beklediği artık bir erken seçim kaçınılmazdır diye düşünüp tartıştığı bir süreç değil. Tek adam rejiminin başlangıcını yaşıyoruz. Sarayda oturan bir kişi erken seçime gidiyoruz diyecek, kimse itiraz etmeyecek ve erken seçime gidilecek. Gelinen tablo bu. Biz erken seçime hazırız. Biz daha önce görevden alınan belediye başkanları için yeniden seçim yapalım dedik. Oraya seçimle bir belediye başkanı gelsin dedik. Dolayısıyla bütün dünyaya bir kişi istifa etti ama belde halkı kendi belediye başkanını tekrar seçti. Türkiye'de demokrasi vardır algısını daha güçlü dünyaya ifade edebilirdik. Ama sarayda oturan bir kişi hiç gerek yok seçime ben zaten adayı belirledim bu gidecek orada oturacak.

 

-Erken seçim emareleri görüyor musunuz? 

Kemal Kılıçdaroğlu: Ekonominin daha da kötüye gideceğini düşündükleri an erken seçime giderler. Ekonomi kötüye gidiyor. Cari açık artıyor, işsizlik artıyor, bütçe açığı artıyor, enflasyon artıyor. Fatura garibana çıkıyor, çiftçiye çıkıyor, emekliye çıkıyor, işçiye çıkıyor, memura, esnafa çıkıyor. Kazanan bir avuç insan. Ben onları tefeci diye tanımlıyorum. 15 yılda bir grup çevreye 620 milyar lira faiz ödüyorsanız, 620 milyar lira dışındaki sadece yurtdışına 146 milyar dolar faiz ödüyorsanız o ülkenin beli doğrulamaz. Kim alıyor bu faizi? Çiftçi almıyor, emekli, memur almıyor, sanayici almıyor. Ekonomi daha da kritik noktalara gidebileceği yönünde bir algı hükümet tarafında oluşursa daha kötü bir tablo ile karşılaşmamak için erken seçim yapılabilir. 

-MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin gündeme taşıdığı iki başlık vardı. Seçim barajı ve ittifak mevzusu. Öncelikle seçim barajının tamamen kalkmasını savunuyorsunuz.

Kemal Kılıçdaroğlu: Tamamen de olabilir makul düzeyde olabilir. Yüzde 1-3 gibi 5 gibi olabilir. 

-Beklentiniz bu yönde mi? 

Kemal Kılıçdaroğlu: Sayın Bahçeli'nin bu yöndeki açıklaması bence demokrasi açısından milli iradenin parlamentoya yansıması açısından doğru ama hükümet bunu tercih etmeyecektir. 12 Eylül darbe hukukunu korumaktan yanadır hükümet. Çünkü saray çevresi yüzde 10 seçim barajının kendileri lehine çalışan bir düzenleme olduğunu gayet iyi biliyorlar. Böylece A partisine oy verilmesine karşın B partisi milletvekili çıkaran bir uygulama var. Dolayısıyla bunun değişmesini istemeyecektir. Bahçeli bir çıkış yaptı ama iktidarın işine gelmediği için söylemini bir tarafa koydular biz seçim barajını koruyacağız dediler. 

-İktidar cephesinin sanki biraz yeşil ışık yaptığı bir konu ittifak konusu. Siz seçim ittifakı oluşturma konusuna nasıl yaklaşırsınız? 

Kemal Kılıçdaroğlu: Düzenlemeyi görmeden bugünden bir yorum yapmak doğru değil. İki tercih olacak tek adam rejimi demokratik parlamenter sistem. Demokrasiden yana olanlar bir ittifak olacaktır, otoriter rejimden yana olanlarda bir ittifak oluşturacaktır. Vatandaşlar böyle bir ayrım içinde olacaklardır. Açıklıkla ifade edeyim biz demokrasiden yanayız. Ama saray çevresi otoriter rejimden yana. Yani bir kişi sarayda otursun elinde bir sopa olsun, kim konuşur ve beğenmezse sopayla kafasına vursun. Savcı iddianameyi hazırlasın hemen yakalayıp hapse atsın. Böyle bir düzen isteniyor. Böyle bir düzeni halkın önüne koyacağız. Kim açık ve net demokrasiden yana tavır koyacak kim açık ve net otoriter rejimden yana tavır koyacak. İttifak doğal olarak bu iki alanda ayrışacaktır. 

-Bu yolda kiminle yan yana durursunuz kiminle durmazsınız? Yani Milliyetçi Hareket Partisi...

Kemal Kılıçdaroğlu: Ben hiç ülkücünün hiç bir milliyetçinin otoriter rejimden yana olduğuna inanmıyorum. Her ülkücü her milliyetçi her vatansever demokrasiyi savunur. Demokrasinin olmadığı bir ülkenin dünyada gelişmediği görülmüştür. Eğer Türkiye 21. Yüzyılın yıldızı olacaksa bunun birinci önceliğini hukuk devleti olmasıdır, yargı bağımsızlığı olmasıdır, düşünce özgürlüğü olmasıdır. Askeri yönetimlerde en büyük acıyı bu ülkenin devrimcileri ve ülkücüleri çekmiştir. Şimdi hem devrimciler hem ülkücüler uzun süre hapiste birlikte yattıktan sonra evet birlikte yaşamaya ve demokrasiyi birlikte savunmaya bizim ihtiyacımız var noktasına geldiler. Dolayısıyla ben ülkücüleri ve milliyetçileri demokrasiden yana tavır alan gruplar olarak görüyorum. 

-Siz Cumhuriyet Halk Partisi olarak HDP ile veya İYİ Parti ile bir ittifak oluşturma fikrine nasıl bakarsınız? 

Kemal Kılıçdaroğlu: Bugün için bir ittifak söz konusu değil. Ama demokrasiden yana kim tavır alıyorsa biz onlara evet deriz. Oturulacak, tartışılacak, konuşulacak. Her partinin ayrı programı, ekonomiye ayrı bakış açısı var, sosyal hayata, eğitime ayrı bakış açısı olabilir ama hepimizin bir ortak paydası olması lazım. Demokrasi için İYİ Parti de Milliyetçi Hareket Partisi de, DSP de bir araya gelebilirler. Biz öteden beri söyledik Türkiye'de demokratik kuralların tam anlamıyla yerleşmesi için Türk hukuk sisteminin darbe hukukundan arındırılması lazım. Ben sayın Davutoğlu'na da sayın Binali Yıldırım'a da ve sayın Erdoğan'a da teklif ettim. Biz Avrupa Birliği'ne tam üye olmak istiyoruz, bize fasıl aç diye bekliyoruz. Niye bekliyoruz oturup biz yapalım bütün düzenlemeleri. Kardeşim biz hepsini yaptık diyelim Avrupa Birliği'ne. Bu olgunluğu önce yakalamamız lazım. Benim insanım neden birinci sınıf demokrasi olmasın. Neden medya üzerinde bu kadar baskı olsun. Medya deyince akıma geldi. Bize en ağır eleştiriler yapılıyor hükümetin ve saray çevresinin değişik katlarından. Aynı konu farklı dillerden seslendiriliyor. Ayak üstü bile 45 dakika grup başkanvekilinin söylemleri televizyonlarda canlı yayınlanıyor. Aynı olaya bizim grup başkanvekilimizin yanıt vermek için basın toplantısı yapıyor televizyonlarda tık yok. Dolayısıyla bu Türkiye'de demokrasi olmadığını gösterir. Biz medya üzerinde baskı var çok iyi anlıyoruz, telefonların geldiğini de çok iyi biliyoruz. Ama Türkiye bu baskıya nereye kadar tahammül edecek. Siyasette gerginlik var biz de biliyoruz ama bu gerginliği yaratan kim? Ben değilim. 

-Ataşehir Belediyesi'ne yönelik İçişleri Bakanlığı bir soruşturma yürütüyor. Bu soruşturma kapsamında da soruşturmanın selameti açısından diyelim belediye başkanı Sayın Battal İlgezdi görevden uzaklaştırıldı. Siz bunun siyasi bir hamle olduğu görüşündesiniz. 

Kaynak: ntv

YORUMLAR

  • 0 Yorum